Bir sahne düşünün. Güzel bir Türk
kızı masada otururken çalan romantik yabancı müziğin ritmine uygun adımlarla
kıza yavaş yavaş yaklaşan yakışıklı bir adam... Kıza elini uzatır. Kızın cevabı
“ben dans etmesini bilmem ki”.
Bende ki tepki “Hadi be”.
Aslında yabancı filmlerde ya da
kitaplarda bazen bir kelime tek kelime ile çevrilemeyecekse yıldız konulup
altında dipnot açıklama yapılır ya, bende bu durumu kızın kafasının üzerine
yıldız koyarak türkçe bilen yabancı arkadaşlara açıklamak istiyorum.
Bir kere Bir Türk kızı dans etmesini
bilmiyorum diyorsa bunun temelde üç anlamı olabilir.
Bir; “Hiç tipim değilsin, ilgilenmiyorum,
istemiyorum, pastamla/yemeğimle mutluyum, çek git.”
İki; “Ayy, biraz ısrar et çok gönüllü
olduğum anlaşılmasın, laf söz olur.”
Üç; “Bu tarz müzik ile dans etmeyi
bilmiyorum. Ayağına basar yüz üstü yapışırım. Deli miyim kendimi rezil edeyim.
Git işine kardeşim. Edebimi bozamayacağım.”
Üçü biraz açalım;
Bir kere kesin o kız kına ya da
düğünlerde halay başı olmuştur. Masalardan adam toplayıp omuzlarını kırıta
kırıta göbek atmıştır. Ailesi tamamiyle modern ve Türk kültürüne uzak yetiştirmiş bile olsa hadi hiç mi bir sünnet düğününe
kına gecesine denk gelmedi?! Çünkü kanında var, tencere tıkırtısına, kapı gıcırtısına
oynaması. İstemsiz öğrenirdi... Hadi bunları geçtik, bizde “Halk Oyunu” diye
bir kavram var ilkokuldan Lise sona kadar bir yerlerde bir şekilde karşımıza
çıkan. İllaki davul sesi, zurna sesi ile iki mendil sallamış ya da kemençe ile
iki omuz silkip horon tepmiştir hayatının bir döneminde.
İşte bu yüzden “Ben dans edemem ki!”
diyen güzel kızımızın tepesinde bir yıldız belirir.
“Ben hayda bireelerle serçe parmak
tutarak gelmişim buralara dans edemeyeceğimi mi sanıyorsun sen, sadece senin
gibi bir sırık ile 1-2-3 sayılarını tutturamam vals ya da latin danslarının
daha 1. adımında ayağımın altına alırım seni!... Sen benim hızıma ayak
uyduracağını mı sandın heyyy heyyy!!”
Tabi ki hikayemizin yakışıklı
karakteri bütün centilmenliği ile “ben yardımcı olurum” falan filan diye devam
eder söze kendinden emin bir tebessüm içeren yüz ifadesi ile.
İşte kritik an budur. O andaki bakış
“Ben dans etmesini bilmem ki!” cümlesinin 2 mi yoksa 1-3’mü olduğunu belirler.
Eğer gözünden kurşunlar atan bir bakışa dönüşürse o masum suratlı güzel
kızımızın bakışları, yakışıklının yapacağı tek hamle arkasına baka baka
uzaklaşmak üzerine bir bardak soğuk su içmektir. Zira cevap 1 ya da 3’tür. Ama
o andan itibaren hangisi olduğunun bir önemi yoktur...
SON SÖZ;
Düğün sezonu açıldı hadi bakalım
kızlar piste bekleriz...
(Nediyoo.com(2016) köşe yazısıdır.)
(Nediyoo.com(2016) köşe yazısıdır.)
0 Yorumlar